ısmarlaMA dallaMA

günlerden geçen cmt dir. taksimin güzide bayan solistli gruplarından biri bir teklif üzerine bir barda konser verecektir. mekan kötü bilinen bir yer değildir. tersine son zamanlarda sevilir de bir hal almıştır. işletmecilerin de arkadaş olması sebebiyle iç rahattır. neyse konser günü gelir çatar. soundcheck için saat alınır erken bir saatte gidilir. solist hatun kişi biraz geç gider malumdur anca kurulur sahne. neyse buluşulur beklemeye başlanır. bir süre sonra her daim çok sevilen tommaister beklenirken, arkadaşımızın kim olduğu öğrenilir. lakin zamanında çalışılmış bir tommaisterdir ve sürtüşmeler yaşanmıştır. psikopattır biraz. kimimiz deeeliz ki zaman zaman… neyse, arkadaşa sorulur;

– alalım mı soundcheck?
– bilmem…
– nasıl yani, konuştuğumuz saat ve buradayız.alsak bız bızzz…
– bilemem der, bilmiyorum.

derin sessizlik olur, sinir gülümsemeler sarar grubu. arkadaş uzaklaşır gider, çıkar mekandan. alalaaa modunda bir yarım saat daha beklenir ama ses gelmez. işletmeci arkadaşlara danışılır, bir sorun olduğunu söylerler. sorunun ne olduğu bilinmemektedir. bir süre sonra malum kişi tekrar geri gelir ve oturur, içer fln. bir daha sorulur;

– soundcheck alıceesss miii, alsak artıkın.
– ya, der.
– ne ya?
– alamam soudcheck fln.
– neden?
– işte…

grup artık dellenir, işletmecilere son kez danışılır, onlardan da cevap gelmeyince. grup gitmeye hazırlanır. işletmeci ve tommaister insanı şaşakalmıştır. noluyor ya, modunda yaklaşırlar. grup der ki;

-arkadaşlar, 1 saattir buradayız denilen saatte geldik ama durumu, varsa sorunu anlayamıyoruz.
-ya, bekleyin arkadaşlar.
-nereye, neden, kimi bekliyoruz?
-sahne öncesi alsak soundchecki???

grup dalga geçildiğine inanır ve ön gruba verdiği bir kaç alet edevatı da alıp gitmeyle barı bir şekil tehdite bürür. e tabi tutuşan mekan sahipleri az sonra gelirler sahneyi kurarlar ve yalan yanlış bir soundcheck alınır.

neyse ki buraya kadar herşey genel, geçer, klasik moddadır. grup, sinirlerini bozmaz, muhabbetine devam eder, çıkar gider, sahneye yakın geri gelir. mekan yeterince kalabalıktır, hoş bir ortam mevcuttur. diğer grup iner, tezahuratlarla sahneye çıkılır, başlanır. herkes eğlenmektedir, grup ta, seyirciler de, bar işletmecileri de… lakin tommaister arkadaş monitörü kapatır, açar, bişiler bişiler.. bir süre sonra sahneden alınıp gider monitör. şaşkınlıkla, kızgınlık arasında vokal kişi çaktırmaz devam eder. ve tüm sahneyi bu şekilde götürür. ara verildikten sonra 1 saat kadar sahne devam eder.

ve esas yaşanmış şehir hikayesi modu başlar; bir barmen solistimizin yanına gelir, eğilir ve der ki:

– barda oturan biri var, sizleri çok sevmiş, beğenmiş. Bir içki ısmarlamak ister. Mekan sahibi mi neymiş.
solist kişi: yok, çok teşekkür ederiz, sağolsun ama ikram kabul etmiyoruz, der
-peki, der barmen ve uzaklaşır.

araya 1 şarkı girer ve ardında barmen yine gelir.

– bardaki kişi gerçekten ısmarlamak istiyormuş. inat ediyor napiimm?
– cidden sağolsun, kabul edemeyiz, bara ısmarlayabilir tersine hoş olur, seviniriz.
– peki, tamam, der ve gider yine…

aradaki şarkı bitmeden esas adam gelir, mikrofon sahibi hafiften dellenir, şarkı biter, eğilir;

-noluyo nedir, buyrun?
-ama ısmalamak istiyorum, kabul ediniz.
-peki o zaman, birer çerez alalım biz ( dalga modundadır)

peki diip gider herif kişi. Bir süre sonra cidden sahneye çerezler gelir, grup şaşkınlığına şaşkınlık katarak güler ve devam eder. bir süre sonra haydi bari çerez yiyelim derler, aralarında çaktırmadan gülüşürler ve birer çerez bişi yerler. Yerler ama ilginç bişi olur. Solist kızımızın boğazına çerez bir güzel kaçar, öksürük krizi geçirmeye başlar. O ara şarkı devam eder ama söylemesine imkan yoktur. İner, gezinir gelir, su ister bişiler.

Sahneye geri döner ve şarkı biter.Mikrofona eğilir;

-çok özür dilerim, boğazıma çerez kaçtı, üzgünüm, der ve bomba patlar. malum ısmarlayan kişi barın oradan resmen haykırır;
– ben alırım yavrum boğazındakini!!!

herkes şaşkındır, kızımız dumurdur, durur, durur, dururrrr, dumurur… arkasını döner seyirciye, derin nefes alır;

-yok çok sağol, gerek yok, der.

grup dellenmiştir, suratlar asılır. kız tekrar davulcuya yönelerek susar, sinir gülüş harbinde çıldırmıştır. arkadaşları sorar;

-ne çalıyoruz, n’apalım?
-yok, bişi çalamıyoruz bi sn durun, der. ve seyirciye döner;
-sanırım bu hareket çok terbiyesizce oldu. şaşkınım, konuşamıyorum. bunca yıldır sahnede, barda, vs. bu şekil bir durumla karşılaşmadım. sanırım sahneden inmeliyim, der

ve sahneyi direk terkeder. eşyaları toplarlar ve mekandan çıkarlar. ardından işletme, vs bilimum insan gelir, barda alkış kopar fln. işletmeciler inatla böyle bir durum olmadığını savunur. kız, güler, konuşamaz ve gitmeyi tercih ettiğini belirtir. Derken, malum kişi gelir, kıza yanaşır, sarkıntılık etmeye başlar. Olay büyür, büyür ve büyür. Kavga modunda bar terkedilir. Şaşkınlıklarını üzerinden atamayan grup üyeleri ve solist kız sinir harbindedir. Bir yandan gülmeye başlar kızımız. Düşünür, düşünür içinden. Tabir olarak sarfedip te eğlendiklerimizin ardındaki inanılamayacak gerçek hanzoluğa güler. Gerçekten vardır bunlar. Vardır vallaha. 🙂 Ergenliği sindirememiş, erkekliğin sadece bir noktadan ibaret olduğuna inanmış, bir araya geldiklerinde muhabbet kıtlığını daimi çekip hedef vurmaca modudur bunlar. Yazıktır ya. On numara insanlardır hatta insan deellerdir.

İşte bu cidden bir şehir hikayesidir, herkes ders çıkarsın bakiiimmm…  🙂

~ tarafından dusselhayvan Eylül 27, 2006.

10 Yanıt to “ısmarlaMA dallaMA”

  1. hmm ben cikardim.. cerez yerken kabuklu yemicez bide tuzlu fistigin kabugunu soymicaz ve agzimiz doluyken konusmicaz hatta mümkünse sarkida söylemicez yoksa sarkintilik ederler bizde yanimizdaki arkadaslarimizla cok güleriz..

  2. çok doğru ve net bir sonuç çıkarmışsınız sayın deadora. gerekirse, elimizdeyse bayansak erkek falan oluces. 🙂

  3. arkadaş hayvanlığı bırakıp biktsel hayata geçmiş ama farkında değil fotosentez yaptığının 🙂 ülkemizde lalenin her çeşitidi malum mevcut hollandalılar görse yürüyen lale çeşidimizi TOPLU üretime başlarlardı hemen sanırım 🙂

  4. e ama yuh ya… yani yaniii…

  5. kibarlığı bırakıp direk “orospu çocuğu” desek böylelerine.

  6. hayır acaba içki ısmarladığnda o da solistin boazında kalsaydı, ki büyük ihtimal kalması için baştan haram edio olabilitesi de yok deil, o zaman ne diecekti. yani likitimtrak şeysi de alabilirliği ne safhada yada n’apabilir diyerek baya bi kafa çatlattım ben bu mewzuda. ya yaa…

  7. ay ben de bir ders cikardim..

    diorum ki sayin bb, ben ismarlasam size birseyler? hatta bir hamburger yesek birlikte? hi?

  8. olayı kraliyet orduları albayımız goner(imsi) üstlendi; kadifhe kulu askerleri ile nazarlı sipahiler fermanı yerine getirmişler. şahsın son sözleri:
    “açılın ben doktorum” olmuş.

    kadifhenin kestiği parmak acımaz ama idam can yakmıştır. mübarek aylarda ibrete alem olması için başı; kardeş kraliyet iskoçlara, kolları; canımız ciğerimiz irlandalılara, bacakları; kıskandırmak için kısa boylu çekik gözlü kraliyetlere, bedeni; kadavra olsun diye cerrahpaşa tıp fakültesine, erkeklik uzvunu hala saklıyoruz göndericek o kadar çok yer var ki karar veremedik henüz.

    açılınbenölüyüm

  9. bizim mekana da böle birini arıyoruz, çalışanlarda bi motivasyonsuzluk bi sıkkınlık seziyoruz. arkadaşı pinyata gibi asalım bizimkiler takılsın dioruz.

    pinyata mı? diyen yoktur diye düşünüyorum. aman diim google a yaz çabuk çabuk hiii

  10. bu hikaye bana tanıdığım, mekan işletmesi yapan bir arkadaşı hatırlattı. gerçi o bu kadar kaba olmasada nerdeyse bu kadar sarkıktır

Yorum bırakın